Yazar: Avukat Hacı Osman Özülkü Tarih: 25 Ekim 2020
İş kazası avukatı her davada olduğu gibi öncelikle zaman kaybetmeden ilgili kurumlara başvurusunu yapmalı, ceza davasının açılması ile ilgili savcılık şikayetini 6 ay içinde hemen yapmalıdır. Her davada olduğu gibi davacının doğru belirlenmesi, davalı işverenin doğru belirlenmesi ve isim ve ünvanının kurum ve sistem üzerinden kontrol edilmesi, davanın yetkili mahkemede açılması ve görevli mahkemenin doğru belirlenmesi gibi hususlar çok önem arzetmektedir. İş kazası esnasında işçi başka bir işverenden çalışıyor gibi gösterildiği gibi şirketler yerine bazen şahıslara dahi işveren gibi düşünülerek dava açıldığı görülmekte olup davalı işverenin doğru belirlenmesi çok önemlidir.
İş Kazası Avukatlarına hangi aşamada başvurulmalı ve idari ve adli süreçte ne yaparlar:
İş kazasının gerçekleşmesinden hemen sonra in kazası avukatına başvurmak idari sürecin ve cezai sürecin bir an önce başlaması , delillerin toplanması için oldukça önemlidir.İş kazaları sebebi ile basit veya ciddi yaralanmalar,maluliyetler veya ölüm durumu ile karşılaşılmaktadır. Bu sebeplerle de iş iş kazaları sebebiyle işverenlerin idari ve cezai sorumluluklarına gidilmesi mümkündür. Somut olayın özelliklerine göre olayın iş kazası olup olmadığının doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve bu yönde tespit yapılması gerekmektedir. Zaman kaybetmeden ilgili kurumlara başvuru yapılarak yaşanılan zararların tazmini hususunda iş kazası avukatı büyük rol oynayacaktır.
İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesinde tanımlanmıştır.
İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması MADDE 13- İş kazası; a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.(2) İş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde, b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde, c) (Mülga: 17/4/2008-5754/8 md.) (Değişik paragraf: 17/4/2008-5754/8 md.) iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir. İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Bu tanıma göre bir olayın iş kazası olarak tanımlanabilmesi için bazı şartların varlığı aranmaktadır. Öncelikle kazanın, sigortalı olarak çalışan işçinin işyerinde bulunduğu sırada gerçekleşmiş olması gerekir. İşveren tarafından verilen bir işin ya da görevin ifası sebebiyle işçinin işyeri dışında bulunduğu durumlarda kaza geçirmesi halinde de iş kazasından bahsetmek mümkündür. Aynı zamanda emziren kadın işçinin çocuğuna süt vermek için ayrılan zaman dilimlerinde de iş kazası yaşaması kanunda mümkün görülmüştür. İşveren tarafından işçinin işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi sebebiyle asıl işini yapmaksızın geçen zaman diliminde veya işveren tarafından taşıma amacıyla tahsis edilmiş olan işyeri servislerinde işe geliş ya da gidiş zamanlarında meydana gelen ve işçiyi bedenen ya da ruhen zarara sokan kazalar iş kazası tazminatı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki işçi çalışırken işveren tarafından sigortasının yapılmamış olması olayın iş kazası olmasına engel olmayacaktır.
iş kazası nedeni ile işverenin sorumluluğuna gidilebilmesi için iki temel koşul aranmaktadır. Birincisi, kazanın meydana geldiği esnada işçinin işverenin sorumluluğu altında bulunmasıdır. İkincisi ise işçinin işi mahiyeti icabı tehlike arz etmesi ya da işverenin işçiyi koruma ve gerekli önlemleri alma borcuna riayet etmemiş olmasıdır. Bu hallerde yaşana kaza ,iş kazası olarak değerlendirilecektir.
İş kazasının doğru tespit edilmesi ve bu durumda işçinin haklarının tam anlamıyla savunulabilmesi için açılacak davadaki miktarın (özellikle manevi zarar hususunda) belirlenebilmesi alanında uzman bir iş kazası avukatına danışılması büyük önem taşımaktadır. Aksi halde iş kazası sonucunda uğranılan bedensel ya da ruhsal zararın tazmin edilmesi mümkün olmayacak ve hak kayıpları yaşanılması kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenledir ki iş kazası avukatının önemi yadsınamayacak derecede fazladır.İş kazasının doğru işveren açılması ve işlemlerin idari başvurularında doğru işveren tespit edilerek yapılması davanın kısa sürmesi ve başarıya ulaşmasında çok önem arz etmektedir.
İş kazası sonrası ilk olarak neler yapılmalıdır.
İş kazası meydana geldikten sonra işçi eğer gerekli sağlık yardımı yapıldı ise iş kazası avukatına başvurmalı ve gerekli kurumları kendi veya avukatı kanalı ile bilgilendirmeli , ayrıca iş arkadaşları, görgü tanıkları ya da işveren kolluk birimine durumu bildirmelidir. Kolluk birimine yapılacak olan bildirim olay yerindeki delillerin toplanabilmesi adına büyük önem arz etmektedir. İşveren hakkında açılacak olan ceza soruşturması bakımından da delillerin ilk anla toplanması daha iyi olacaktır. İş kazası avukatına kazanın gerçekleşmesinden hemen sonra başvurulması sürecin doğru ilerleyebilmesi ve işçinin haklarının korunabilmesi adına önem taşır. Örneğin kazanın iş kazası Kayseri de gerçekleşmiş ise kayseri iş kazası avukatına durumu bildirerek gerekli önlemlerin alınması sağlanmalıdır.
İş kazası meydana geldikten sonra kolluk birimin yanı sıra durumun SGK’ya da bildirilmesi gerekmektedir. Kuruma yapılacak olan bildirimle birlikte kurum tarafından görevlendirilmiş olan müfettiş kazaya ilişkin soruşturmayı başlatacaktır. Yetkili müfettişler inceleme neticesinde iş kazasının meydana geldiğine kanaat getirirlerse bu durumda işçiye geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik ödeneği bağlanacaktır. . Bu yerler dışında en yakın Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne de iş kazasının bildirilmesi gerekmektedir. Müdürlük tarafından görevlendirilen müfettişler de gerekli inceleme ve araştırmaları gerçekleştirecek ve işverenin kusurlu olup olmadığını, varsa kusurunun derecesini belirleyecektir.Olayın olduğu SGK ve bölge çalışma müdürlüğüne başvurunun yapılması denetim ve incelemenin hızlı ve doğru yapılmasını sağlayacaktır. Kayseri de gerçekleşen iş kazası için kayseri bölge çalışma müdürlüğüne , ve kayseri SGK (Sosyal güvenlik kurumu ) il müdürlüğüne başvuru yapılacaktır.
İş kazalarından doğan davalarda görevli mahkeme İş Mahkemesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yetkili mahkeme ise işverenin ikametgahı ya da iş kazasının gerçekleştiği yer mahkemesidir. Davayı, kazayı geçiren işçi açacaktır. Söz konusu dava ile hem maddi hem de manevi tazminat aynı anda açılabilecektır. İş kazasında manevi tazminat: İş kazası sonucunda bedensel ya da ruhsal zarara uğrayan işçi yaşadığı elem, acı, keder ve korkudan dolayı işverene karşı manevi tazminat davası açabilmektedir. Ayrıca kaza geçiren işçi , maddi tazminat davası açma hakkına da sahiptir.İş kazası davasının açılmasında ve sürdürülmesinde alanında uzman bir iş kazası avukatından hukuki destek alınması faydalı olacaktır.
İş Kazası Avukatı Arıyorum
İş kazası nedeniyle açılacak olan maddi tazminat davasında tedavi giderleri talep edilebileceği gibi çalışamamaktan doğan zararların tazmini de mümkündür. Maluliyetin oluşması veya kaza sonucu işçinin bir süre çalışamayacak olması veya yaşamından daha fazla performans harcayarak çalışacak olması sebebi ile gelir kaybı oluşacağı için bu zararlarını da tazmin edebilecektir. Ancak SGK tarafından karşılanan masrafların bu davada karşı taraftan talep edilmesi mümkün olmayacaktır. Zira bunları talep etmek dürüstlük kuralına da aykırı bir hareket oluşturacaktır. SGK gerekli hastane masraflarını ödemekle beraber geçici iş göremezlik ödeneğini de sağlayacaktır. Ancak kurumun işverene rücu hakkı saklıdır. İş kazası neticesinde alınacak olan tazminatın hesaplanmasında olaydaki işçi ve işverenin kusur oranı önem taşıdığı gibi SGK tarafından yapılan yardımların indirilmesi de önem taşıyacaktır.Ayrıca davacının ücret durumunun tam belirlenmesi ve yine maluliyet var ise bu maluliyet ile ilgili de işçinin sağlık sorunlarını ve yaşadığı olayı doğru aktarılarak adli tıp, yüksek sağlık şurası gibi kurumlardan gelen maluliyet oranlarına ilişkin raporların denetlenmesi ve gerektiğinde itirazların yapılması çok önem arzetmektedir. Bu konular geniş bir hukuki bilgi birikimini gerektirdiğinden dolayı hem davanın açılmasında hem de yürütülmesinde alanında uzman bir iş kazası avukatına danışmak , hesaplamanın doğru yapılması ve olası kayıpların önlenmesi bakımından faydalıdır.
İş kazalarında ayrıca hukuki boyutun yanında iş kazasının oluşumunda gerekli tedbir ve önlemleri almayarak yaralanma ve ölüme sebebiyet veren işveren hakkında veya ilgili kişiler hakkında ceza davası açılabilir. Ceza davaları fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde şikayet yoluna gidilmesi gerekliliği karşısında ceza davasının açılması içinde zaman kaybetmeden gerekli işlemlerin başlatılması gereklidir.
Arabuluculuk başvurusu iş davalarında zorunludur. Ancak iş kazaları arabuluculuk başvurusu yapılmadan açılabilen davalardan olup dava şartı arabuluculuk başvurusu iş kazası davalarında gerekli değildir.
İş davalarında istinaf ve temyiz yolu açıktır. Yerel iş mahkemesinin kararına karşı taraflar ilk olarak istinaf kanun yoluna başvuracaktır.İş davalarında istinaf mahkemelerine başvuru süresi ilk derece mahkemesi kararının taraflara tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta olarak belirlenmiştir. Ancak bu kanun yolu her karar için geçerli değildir. HMK m.341 uyarınca miktar veya değeri her yıl belirlenen parasal istinaf sınırını aşmayan davalarda istinaf kanun yoluna başvuru yapılamayacaktır. Bu durumda temyize de gidilemeyeceği açıktır. Fakat bu sınırı aşan diğer davalarda İş Mahkemeleri Kanunu m.8 haricinde her karar için istinaftan sonra temyiz yoluna başvurulabilir. Bunun için de yine HMK m.362’de belirlenen parasal temyiz sınırının aşılmış olması gerekmektedir.
İş davalarında temyize başvuru yolları anılan Kanun ve ilgili maddede bazı istisnalar sayılarak kapanmıştır. Buna göre temyiz edilemeyen kararları şu şekilde saymak mümkündür:
İş davaları ve iş kazası davalarında vekaletname diğer davalarda olduğu gibi yalnızca bir Baroya kayıtlı avukata verilebilecektir. Bu vekaletname kişinin kendisini mahkemede temsil etmesi, dava sürecinin takip edilmesi ile gerekli iş ve işlemlerin yapılması için verilmektedir. İş davalarında vekaletname yalnız bir avukata verilebileceği gibi birden fazla avukat ile temsil de mümkündür. İşçinin yaşıyor olması halinde kendisi aksi taktirde ise işçi adına dava açabilecek ve söz konusu kaza sebebi ile zarar uğramış kişiler avukat ile görüşerek vekaletname verecektir. Yine sigortanın da taraf olması ihtimali olan işler sebebi ile bu işlemleri de sadece avukat tarafından yürütülebileceğinden ,avukat olmayan kişilere vekaletname vererek hak kaybına uğramamaya dikkat edilmelidir.
İş davalarında vekaletname dava açılmadan önce yapılan hazırlık, dilekçeler aşaması, davanın takip edilmesi ve hukuka aykırı delillere itiraz edilmesi, tanıkların ve delillerin tespiti ile mahkemeye sunulması, bu delillerin değerlendirilmesi vb. işlemlerin hukuki mevzuata hakim bir iş hukuku avukatı tarafından takip edilmesi süreci hızlandırmaktadır. Sürecin hızlı ilerlemesinin yanında doğru ilerlemesi ve mahkemeden beklenilen sonucun alınması anlamında da iş davalarında avukata vekaletname verilmesi faydalı olmaktadır.
İş davalarında vekaletname ücreti temel olarak Avukatlık Ücret Tarifesi’ne göre belirlenmekle beraber temsil eden avukatın bilgi birikimine, tecrübesine, göre değişiklik gösterebilmektedir. Ancak Kayseri Barosunun her yıl belirlediği ve yine Türkiye barolar birliğinin tarifesi her yıl yenilenmektedir.
Vekil En Az Ücret Tarifesinde 2020 yılı için İş Mahkemelerinde görülen:
-Değeri parayla ölçülebilen davalarda 3400 TL’den az olmamak şartıyla dava değerinin %15’i vekalet ücreti olarak belirtilmiştir.
İş kazasında destekten yoksun kalma tazminatı, ölen işçinin desteğinden yoksun kalan kimselerin başvurabileceği bir yoldur. Bu nedenle iş kazası neticesinde bir ölüm gerçekleşmişse ölenin yakınları söz konusu tazminatı alabilmek adına dava açabileceklerdir. Ancak bunun için ölen kişi ile tazminat talebinde bulunan kişi arasında bir destek ilişkisi var olmalıdır. Dava açabilecek kişilerin dikkatli bir şekilde incelenmesi bu kapsamda çok önemlidir.
Destek olan işçinin ölmesi halinde destekten yoksun kalan kişi/kişilerin zarara uğramış olmaları bu davayı açabilmeleri şartları arasındadır.Bu tür davalarda kusur oranları tazminat miktarını çok yüksek oranda etkilemektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı ,destek olan kişi ile destek gören kişi arasındaki ilişkinin karşılıksız olması gerekmektedir. Ayrıca destek olma, süreklilik ve devamlılık arz etmelidir. Destek, destek görenin yaşam standartlarını yükseltmekten ziyade onun temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olmalıdır. Tüm bu şartların varlığı halinde sorumlu kişilere karşı destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunulabilecektir. Bu konuda bir iş kazası avukatına danışılması her bakımdan faydalı olacaktır.
İş Kazası Bildirimi Nedir?
İş kazasında iş kazası sonrası işçi veya işveren tarafından iş kazasının bildirilmesi gereklidir. Kişinin sigortasının yapılmamış olması kazanın iş kazası olmayacağı anlamına gelmez, işverene bağlı çalışıyor ve işverence sigortası yapılmamış olsa dahi gerçekleşen olayın işveren tarafından faaliyet gösteren iş yerlerinin birinde olmuş veya işveren talimatları doğrultusunda işin yapımı aşamasında olması gerekmektedir. Tabi bunların yanında işveren tarafından yürütülmekte olan bir iş sırasında meydana gelmesi de gerekiyor.
İş kazası avukatı olarak iş kazası bildirim sürelerinden bahsetmemiz gerekirse;
İş kazası ile ilgili ceza davası ve hukuk davası ile ilgili olarak çalışanın işçinin ve diğer hak sahiplerinin tüm haklarının iş kazası avukatı tarafından korunacağı unutulmamalıdır. Yine iş kazası sebebi ile de işverenler tarafında sürecin bir avukat aracılığı ile takip edilmesi faydalı olacaktır. Kayseri Avukat Hacı Osman ÖZÜLKÜ Hukuk Bürosu iş kazalarında, çalışan işçinin , işçinin mirasçılarının veya işverenlerin tüm yasal haklarının takibi konusunda bilgi alıp yardımcı olabilecektir.